Japonya, Ülkenin En Büyük Terör Saldırısına İmza Atan Tarikat Liderini İdam Etti

Japon tarikat lideri Şoko Asahara idam edildi. Asahara ile birlikte, tarikatın altı üyesinin daha ölüm cezasının infaz edildi.

ÜLKE TARİHİNİN EN BÜYÜK TERÖR EYLEMİ

13 kişinin ölümüne ve bin kişinin yaralanmasına neden olan sarin gazı saldırısı, ülke tarihindeki en büyük terör olayı oldu.

Tarikatın altı üyesi daha, ölüm cezalarının infazını bekliyor.

BAŞKA SALDIRILARDA DA BULUNMUŞLARDI

Cezaların infazı, tüm hükümlülerin son temyiz başvurularını yapmalarına kadar ertelenmişti. Bu başvurular Ocak ayında gerçekleşti.

Tarikat üyeleri, Tokyo metrosu saldırısından sonra da farklı saldırı girişimlerinde bulunmuş ancak başarısız olmuştu.

13 KİŞİ İDAMA MAHKUM EDİLMİŞTİ

Saldırı, suç oranlarının düşüklüğü ve toplumun kendi içinde uyumuyla övünen bir ülke olan Japonya’yı şoke etmişti.

Saldırıyla ilgili açılan dava sonunda Asahara’nın da aralarında bulunduğu 13 kişi idam cezasına çarptırılmıştı.

HALA TARİKATIN TAKİPÇİLERİ VAR

Altı kişi ise müebbet hapis yatıyor. Hala dünya çapında takipçileri bulunuyor Aum Şinrikyo, 1980’li yıllarda Hindu ve Budist inançlarının sentezi olarak kuruldu, daha sonra ‘dünya savaşı çıkacağı’ inancını geliştirdi.

Grubun kurucusu Şoko Asahara kendisinin hem Buda’dan sonraki ‘ilk aydınlanmış kişi’ hem de İsa olduğunu olduğunu ilan etti.

Aum Şinrikyo 1989’da Japonya’da dini bir örgütlenme olarak yasal statü elde etti ve sonrasında dünya çapında destekçi kazanmaya başladı.

ON BİNLERCE TAKİPÇİSİ VARDI

En güçlü olduğu dönemde Asahara’nın dünya çapında on binlerce takipçisi vardı.

Grup zaman içinde giderek paranoyak bir kıyamet günü tarikatı şeklini aldı. Tarikata göre dünya bir küresel savaş sonucu sona ermek üzereydi ve sadece tarikat üyeleri bundan sağ kurtulacaktı.

YASAL STATÜSÜ VAR

1995 saldırısından sonra yer altına inen grup ortadan kalkmadı, Alef ve Hikari no Wa gibi yeni isimler aldı.

Aum Şinrikyo, ABD dahil birçok ülkede terör örgütü listesine alındı. Alef ve Hikari no Wa ise Japonya’da, gözetlenmesi gereken ‘tehlikeli dinler’ listesinde yer almakla birlikte yasal statüye sahip.

Grubun hala hem Japonya’da hem de özellikle eski Doğu Avrupa ülkeleri olmak üzere dünya çapında takipçileri bulunuyor.