Danıştay iptal etti, şirket tekrar başvurdu: Maden ısrarı sürüyor

BEĞENDİM

ABONE OL

News

İZMİR – İzmir’in Dikili ilçesinde bulunan Koza Altın İşletmeleri A.Ş.’ye ilişkin Çukuralan altın madenine ek olarak yapılmak istenen kırma eleme tesisi yansılara neden oldu.

Yaşam savunucuları tarafından açılan dava sonucu iptal edilen proje, şirket tarafından revize edilerek yine Etraf, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na sunuldu. Bakanlık tarafından yapılan açıklamada, “ÇED raporu sunulmuş olup, inceleme kıymetlendirme süreci başlamıştır” denilirken, proje 25 Ekim’de yapılacak İnceleme Kıymetlendirme Komitesi (İDK) toplantısında tekrar ele alınacak.

DANIŞTAY İPTAL ETMİŞTİ

Akın İpek’in “FETÖ/PDY” suçlaması ile yargılanması üzerine 2015’te kayyum atanan daha sonra da Varlık Fonu’na devredilen Koza Altın, 2020 yılında alanda üretimini 360 bin tondan 500 bin tona çıkarmak için kırma eleme tesisi kurmak istedi. Bakanlığın “ÇED gerekli değildir” kararı verdiği proje Bergama Etraf Platformu, EGEÇEP ve daha birçok kurum tarafından dava edildi. Davaya İzmir Büyükşehir Belediyesi de dahil olurken, İzmir 6’ıncı Yönetim Mahkemesi “ÇED gerekli değildir” kararını iptal etti. Daha sonra bu karar, Danıştay 6’ıncı Dairesi tarafından da onandı. Karar üzerine şirket çalışmalarını durdurmak zorunda kaldı.

ORMAN ALANLARI İÇERİSİNDE YER ALIYOR

Şirketin 5 milyon 650 bin TL bütçe ayırdığı projede, kırma eleme tesisinin yapılacağı bölgede yer değişikliği yapılması dikkat çekti. Tekrar hazırlanan ÇED belgesinde yer alan bilgilere nazaran kırma eleme tesisinin mevcut durumda faaliyetlerin devam ettiği Çukuralan Altın Madeni ÇED sonları içerisinde kaldığı ve kadastro bilgilerine nazaran orman alanları içerisinde yer aldığı belirtildi.

‘GÖZLERİNİ ALTIN HIRSI BÜRÜMÜŞ’

Konuyla ilgili Bergama Etraf Platformu Sözcüsü Erol Pürüz, yıllardır bölgede yapılan tahribata dikkat çekerek, “Gerek yer üstünde gerekse yer altında verdiği tahribat çok büyük boyutlarda. Onlarca ağaç kestiler, yerine göstermelik ağaçlar diktiler. Lakin bölge eskisi üzere değil. Yerin 400 metre derinliklerine indiler ve yeraltı sularının akış rejimi ile oynadılar” dedi.

İDK toplantısından umutlu olmadıklarını söyleyen Pürüz, “Siyasi iktidar altın hevesinden vazgeçmediği sürece ülkemizin en kıymetli yerleri talan edilmeye devam edilecek. Şirket varlık fonuna aktarıldı ve şahsen sarayın şirketi oldu. Her türlü tasarruf onlar tarafından yapılıyor. Bu ülkeyi bir nebze seviyorlarsa, karar vericilerin masa başından verdikleri kararı yöreye gelerek görüp değerlendirmeleri gerekiyor. Maalesef bu mevzuda gözlerini altın hırsı bürümüş. Ülkenin dört bir tarafı yağmalanıyor. İDK’dan da çok olumlu bir sonuç çıkacağını beklemiyoruz. Umarım bizi yanıltırlar” diye konuştu.

‘HUKUKİ TEŞEBBÜSTE BULUNMAYA HAZIRLANIYORUZ’

12-13 yıldır şirketle davalık olduklarını da belirten Mani, şu tabirleri kullandı: “Konunun takipçisiyiz. Ekoloji uğraşı yükseldiği sürece bu altın hırsının önüne geçebiliriz. İDK toplantısından çıkacak karara nazaran yeniden tüzel olarak teşebbüste bulunmaya hazırlanıyoruz.”